3 Ocak 2016 Pazar

DİVAN EDEBİYATI VE HALK EDEBİYATI

Divan Edebiyatı ve Halk Edebiyatının Karşılaştırılması

Türk edebiyatı, İslamiyet etkisine girdikten sonra Halk edebiyatı ve divan edebiyatı olmak üzere iki koldan devam eder. Bu iki edebiyat şekil ve içerik olarak birbirinden tamamen ayrılsa da birbirlerinden etkilendikleri zamanlar da olmuştur. Halk edebiyatı ve Divan edebiyatını karşılaştırmak istediğimizde şu özellikler karşımıza çıkar:
1. Divan edebiyatı tamamen yazılı eserlerden oluşurken halk edebiyatında sadece sözlü ürünlerden oluşan eserler de vardır.
2. Divan edebiyatında aruz, Halk edebiyatında hece ölçüsü kullanılmıştır.
3. Divan edebiyatında nazım birimi beyittir, Halk edebiyatında ise dörtlüktür.
4. Divan edebiyatının dili Arapça ve Farsça sözcüklerle yüklü ağır bir dilken ; Halk edebiyatında dil sadedir.
5. Halk edebiyatında yarım uyak kullanılırken Divan edebiyatında tam ve zengin uyak kullanılmıştır.
6.Divan edebiyatında mazmun denilen kalıplaşmış sözlere yer verilir.
7. Her iki edebiyatın da kendine özgü nazım şekilleri bulunur.
8. Divan şairleri genellikle medrese eğitimi almış eğitimli şairlerdir, Halk şairleri ise genellikle usta çırak geleneğine göre yetişmiş kişilerdir.
DİVAN EDEBİYATI
Divan edebiyatı Türklerin İslâm dinini benimsemesinden sonra ortaya çıkan yazılı edebiyattır. Arap ve Fars edebiyatının etkisi altında gelişmiştir. Bu etki, Arapca ve Farsça sözcüklerin Türkçe’ye girmesinin yanı sıra, bu dillerin anlatım biçimlerinin benimsenmesiyle de kendini gösterir. Bu edebiyata Divan edebiyatı denmesinin nedeni, şâirlerin şiirlerini divan denen el yazması kitaplarda toplamış olmalarıdır.
 İslâm dininin benimsenmesinden sonra, Kur’an’ın Arapca olmasından dolayı pek çok toplumun kültür dili değişime uğradı. İranlılar 9. yüzyılda edebiyat ürünlerini, Yeni Farsça diye adlandırılan bir dille vermeye başladılar. İran edebiyatının bu ürünlerinden Türk edebiyatı büyük ölçüde etkilenmiştir.
HALK EDEBİYATI
Halk edebiyatının genel özellikleri şunlardır:
  • Şiirler, çoğu zaman saz eşliğinde söylenir. Doğaçlama olarak şiir söyleyen âşıklar, şiirleri için bir ön hazırlık yapmazlar. Bu yüzden de şiirlerinde derin bir anlam, kusursuz bir biçim görülmez.
  • Nazım birimi olarak dörtlük kullanılır. Ancak çok az da olsa türkülerde ve ninnilerde üçlü, beşli söyleyişler görülür.
  • Aruzla şiir yazanlar olmakla birlikte kullanılan asıl ölçü hece ölçüsüdür. En çok yedili, sekizli, on birli kalıplar kullanılmıştır.
  • Şiirler, halk arasında kullanılan konuşma diliyle söylenir. Bu dilin öztürkçe olduğu söylenemese de halka mal olmamış sözcükler kullanılmamıştır.
  • Şiirler hazırlıksız söylendiğinden genellikle yarım kafiye ve redif kullanılmıştır.
  • İslam’dan önceki Türk edebiyatı geleneğini sürdüren sözlü bir edebiyattır.
  • Şiirler, “saz şairi” ya da “âşık” denen şairlerce,”bağlama’ adı verilen bir sazla söylenir.
  • Nazım şekli olarak mani, koşma, varsağı, semai, destan vs. kullanılmıştır.
  • Halk edebiyatı ürünleri yazılı değildir. Müzik eşliğinde sözlü olarak oluşur.
  • Halk edebiyatında şiir, egemen türdür.
  • Şiirlerde başlık yoktur, biçimiyle adlandırılır.
  • Halk edebiyatı gözleme dayalıdır. Benzetmeler, somut kavramlardan yararlanılarak yapılır. Söyledikleri her şey gerçek yaşamdan alınmadır, dolayısıyla şiirlerde somutluk hâkimdir.
  • Konu olarak aşk, ölüm, hasret, ayrılık, doğa sevgisi, yiğitlik, zamandan şikâyet işlenmiştir.
  • Halk şairlerinin hayat hikâyeleri ve şiirleri cönk adı verilen eserlerde toplanmıştır.

4 yorum: